31 Aralık 2010 Cuma

And Soon the Darkness (2010)




http://www.imdb.com/title/tt1391034/

2 tane genç amerikalı kız bisitletle gezmek için arjantine giderler ve kavga ederek birbirlerinden ayrılırlar, ve başlarına hiç beklemedikleri kadar kötü şeyler gelecektir.

18 Aralık 2010 Cumartesi

Skyline (2010)



http://www.imdb.com/title/tt1564585/
Los Angeles'ta gizemli bir ışık belirir. Kaynağı belirlenemeyen bu ışık, insanları hipnotize edermişçesine kendine çekmektedir. Ateşi gören pervane misali insanlar ışığa ulaşmak için dışarı çıkarlar. Ancak çıkmaları ile kaybolmaları bir olur. Daha sonra fark edecekleri gibi, bu durum dünya dışı yaratıkların istila planının bir parçasıdır.

16 Aralık 2010 Perşembe

Devil (2010)




http://www.imdb.com/title/tt1314655/

Philadelphia'da beş yabancı, günlerine en olağan şeyle başlar. Şirketlerinin bulunduğu iş hanına girer ve asansöre binerler. Burada bir araya gelirken, yabancılarla kapalı bir alanı paylaşmaya mecbur kalırlar. Birlikte geçirecekleri zaman yalnızca birkaç dakikadır. Fakat bu sıradan olay, asansör bozulunca rastlantısal olmaktan çıkar. Kader kapılarını çalmıştır. Bugün, birbirine yabancı bu insanların sırları açığa çıkacak ve hepsi günahlarıyla hesaplaşacaktır...

İçinde bulundukları sinir bozucu durum yavaşça, bir yöntem izleyerek, çaresizliğe ve dehşete dönüşür. Tek tek her birine korkunç şeyler olmaya başlar ve herkeste bunların sorumlusunun bu beş kişiden kim olduğuna dair şüpheler oluşur. Ta ki korkunç gerçeği öğrenene dek: Aralarından biri Şeytan'ın ta kendisidir...

Dışarıdakiler onları kurtarmak için boşu boşuna uğraşırken, asansörün içindekiler, buradan kurtulmanın tek yolunun, bugüne gelmelerine yol açan kötülükleriyle yüzleşmeleri olduğunu anlarlar...

The Town (2010)




http://www.imdb.com/title/tt0840361/
Boston�da her sene 300'ü aşkın banka soygunu gerçekleştiriliyor. İki buçuk kilometre karelik Charlestown adında bir mahalle, Amerika�nın en çok banka ve silahlı araba soyguncularını yetiştirdi.

Onlardan biri de Doug MacCray (Ben Affleck), ama o hırsız arkadaşlarıyla aynı hamurdan değil. Onların aksine, Doug'ın başarılı olabilme şansı, babasının sabıkalı ayak izlerinden kurtulma şansı vardı. Onun yerine, sorunsuz bir şekilde istediklerini elde etmekle övünen acımasız banka soyguncularının lideri oldu. Doug'ın aile olarak sahip olduğu kişiler çetedeki arkadaşları, özellikle tehlikeli ve asabi olmasına rağmen, kardeş kadar yakın olan Jem (Jeremy Renner). Ancak herşey, çetenin son işinde, Jem�ın banka yöneticisini Claire Keesey�yi (Rebecca Hall) rehin almasıyla değişir. Onun Charlestown�da oturduğunu öğrendiklerinde, Jem gerilir ve neler gördüğünü kontrol etmek ister. Jem�in neler yapabileceğini bilen Doug, olayı kendi kontrolü altına almaya çalışır. Claire�i arayıp bulur. Ama Claire bu karşılaşmanın tesadüf olmadığını ve bu çekici yabancı�nın, kendisini bir kaç gün önce rehin alan adamlardan biri olduğunu bilmez.

Claire ile ilişkisi tutkulu bir aşka dönüşünce, Doug artık bu hayattan ve kasabadan gitmek ister. Ama federal ajanlar ve onların başı olan Ajan Frawley (Jon Hamm) peşlerindedir. Ayrıca, Jem�in onun sadıklığını sorgulaması, çeteden çıkmanın kolay olmayacağını, hatta bu durumun Claire'i de tehlikeye sokabileceğini farktemesini sağlar.Bir zamanlar seçenekleri vardır ama artık tek bir seçeneği kalır: arkadaşına ihanet etmek ya da sevdiği kadını kaybetmek.

14 Aralık 2010 Salı

Legend of the Guardians: The Owls of Ga'Hoole (2010)




http://www.imdb.com/title/tt1219342/
Soren, babasının anlattığı Ga'hoole Muhafızlarının destansı hikayeleriyle kendinden geçen genç bir baykuştur. Ga'hoole Muhafızları tüm baykuş ırkını kötü kalpli Safkan Olanlardan kurtarmak için büyük bir savaş vermiş, mitsel bir kanatlı savaşçılar ordusudur.

Soren bir gün bu kahramanlardan biri olmanın hayallerini kurarken, ağabeyi Kludd, kardeşinin bu hevesiyle alay etmekte, uçmak, avlanmak ve babasının Soren'e duyduğu sevgiyi çalmak için can atmaktadır. Ancak, Kludd'ın kıskançlığı korkunç sonuçlar doğurur: İki genç baykuş ağaç tepesindeki yuvalarından tam da Safkan Olanlar'ın pençelerinin dibine düşerler.

Şimdi diğer cesur genç baykuşların yardımıyla yürekli bir kaçış gerçekleştirmek Soren'e kalmıştır. Genç baykuşlar efsanevi Muhafızların evi olan Büyük Ağacı bulmak için denizlerin üzerinden, sislerin içinden uçarlar. Muhafızlar, Safkan Olanları yenmek ve baykuş krallıklarını kurtarmak için Soren'in tek umududurlar...

6 Aralık 2010 Pazartesi

13 (2010)



http://www.imdb.com/title/tt0798817/

Ölen bir adamın yerine geçerek çok para kazanmak isteyen genç bir delikanlı yanlışlıkla yeraltı dünyasının çok büyük bahislerinin döndüğü bir oyuna dahil olmuş olur.

4 Aralık 2010 Cumartesi

Despicable Me (2010)



http://www.imdb.com/title/tt1323594/

Beyaz çitler ve güllerle çevrili mutlu bir banliyö mahallesinde, bahçesi kupkuru siyah bir ev vardır. Komşular, bu evin altında gizli bir saklanma yeri olduğunu bilmemektedir. Etrafı minyonların oluşturduğu küçük bir orduyla çevirili olan Gru (Steve Carell) dünya tarihindeki en büyük soygunu planlamaktadır. Ay'ı çalacaktır.

Gru, kötü olan her şey sevmektedir. Küçültme ışınları, dondurma ışınları, karada ve havada savaşa hazır araçlardan oluşan cephaneliğiyle yoluna çıkan herkesi yok eder. Ta ki üç küçük yetim kız ona bakıp, başka kimsenin onda görmediğini görene kadar: Potansiyel bir baba...

Okuribito (2008)




http://www.imdb.com/title/tt1069238/

Çello çalan Daigo Kobayashi, orkestrasının dağılmasının ardından eşiyle beraber doğduğu kasabasına geri döner. Başka bir işte çalışacak deneyimi olmadığı için deneyim aramayan "Gidişler" ismindeki bir işe seyahat acentası zannederek başvurur.

Aslında yapacağı işin Japon kültüründe önemli bir yere sahip "Nokanshi", yani ölüleri öbür taraftaki yolcukları için hazırlama geleneğinin bir parçası olduğunu öğrenir. Daigo'nun işi ölüleri usulüne göre tabutlara yerleştirmektir. İlk başlarda bu durumda hoşlanmasa da zamanla işine alışılan Diago'nun kendi yaşantısı, bakış açısı ve duyguları da bu işle beraber

1 Aralık 2010 Çarşamba

The Cove (2009)


http://www.imdb.com/title/tt1313104/

Oscar’ın yanı sıra dünyanın dört bir yanında katıldığı festivallerden ödülle dönen Louise Psihoyos’un yönettiği belgesel film, Japonya’daki Taiji’de bulunan uzak ve saklı bir koyun kanlı iç yüzünü anlatmasının yanında, ölümcül bir sırra da ışık tutuyor.

İstanbul Film Festivali’nde NTV Belgesel Kuşağı’da gösterilen ve büyük ilgi gören 'Koy' Japonya'da yasaklandı.

Japonya sahilinde, birkaç umutsuz adamın dünyadan saklamak için hiçbir şeyden kaçınmayacağı şaşırtıcı bir sır yatıyor. Bu koyda yatan gerçekler ve dünyanın okyanuslarının yürek burkan yardım çağrısı, belgeseli sürükleyici bir macera ve gerilime dönüştürüyor.

Koy, eski yunus eğitmeni Ric O’Barry’nin uzun bir kefaret arayışının sonucunda işleri yoluna koymaya karar verdiği Japonya’daki Taiji’de başlıyor. O’Barry 1960’ların uluslararası televizyon heyecanı “Flipper”ın baş kahramanını oynayan beş yunusu yakalamış ve eğitmişti. O yunuslarla girdiği yakın ilişki O’Barry’nin inançlarının radikal olarak değşmesine neden oldu. Barry vahim bir günde açık okyanustaki hayata güzelce adapte olan bu duygusal, son derece akıllı ve bilinçli yaratıkların, bir daha asla insanların esaretine alınmaması gerektiğini anladı.

Bu görev onu oyunbaz yunusların ve balinaların kıyılarında yüzdüğü Taiji köyüne getirdi. Ancak dikenli teller ve “Giriş Yasak” tabelalarıyla çevrili körfezde karanlık bir gerçek yatıyordu. Burada milyon dolarlık yunus eğlencesi endüstrisi ve el altından yürütülen civa zengini yunus eti pazarı, Taijili balıkçıları gecenin karanlığı altında görülmemiş bir av partisine devam ediyordu. Yaptıkları şeyin doğası oldukça ürkütücü –ve sonuçları insan sağlığı için son derece tehlikeli- olduğu için insanların onları görmemesi gerekiyordu ve bunu sağlamak için de oldukça ileri gidebilecek potansiyele sahiptiler.

2010 yılında, En İyi Belgesel Film dalında Oscar ödülü kazanan 'Koy'un ekibi, eylemci, sinemacı ve dalgıçlardan oluşan bir takım kurup, Japonya’daki Taiji’de bulunan uzak ve saklı bir koyun iç yüzünü göstermesinin yanında, ölümcül bir sırra ışık tutmayı başarıyor. Yapay kayalara yerleştirilen gizli mikrofonlar ve kameraların da içinde bulunduğu son teknolojiden yararlanan ekip, bu küçük deniz kasabasının dünya çapında işlenen ekolojik suçların korkunç mikrokozmosu olarak nasıl işlediğini ortaya çıkarıyor. The Cove, araştırmacı gazetecilik, ekolojik macera ve dikkat çekici görüntülerin kışkırtıcı karışımına kolay kolay unutulmayacak bir hikayeyi de ekleyerek, yunus katliamı konusunda dünyanın dört bir yanından hayvanseverlerin harekete geçmesini sağlamayı amaçlıyor.

Yönetmenliğini Louie Psihoyos’un, senaristliğini de Mark Monroe’nun üstlendiği The Cove’un yapımcıları Paula DuPré Pesmen ve Fisher Stevens. Filmin baş yapımcısı Jim Clark ve ortak yapımcısı da Olivia Ahnemann.



The Secret in Their Eyes (2009)



http://www.imdb.com/title/tt1305806/

Görevinden yeni emekli olan sorgu müfettişi Benjamin (Ricardo Darin), bir türlü peşini bırakmayan ve mazisi 25 yıl önceye dayanan bir tecavüz - cinayet vakasının romanını yazmaya karar verir. Kısa bir süre sonra cinayetin acı dolu hatırası üzerine düşünmek, Esposito'nun güncel yaşamının detaylarını aydınlatmaya başlar ve onu, duygularına ayna tutarak saplantılı bir aşkın ördüğü ağ ile yüzleşmeye zorlar. Korkunç suçun gizemi kendini yavaş yavaş ele verirken, Benjamin adalet ve kendini arayış ekseninde ciddi bir sınavdan geçecektir...